Moda Bayan Masör Hizmeti Ebru
Moda Bayan Masör
bayan Maudie gözlerini kıstı. «Öyküsünü sen de benim kadar biliyorsun.» «Nedenini duymadım ki. Kimse söylemedi.» «Bay Radley Ayak-yıkayan Baptist’lerdendi…* Bilirsin.» *Fanatik bir protestan mezhebi. «Siz de Baptist deÄŸil misiniz?» «O denli katı deÄŸilim yavrum. Ben yalnızca Baptist’im.» «Ayak-yıkamaya inanmıyor musunuz?» «Yalnızca evimizdeki banyoda! Ayak-yıkayanlar mutluluk veren her ÅŸeyin günah olduÄŸuna inanırlar. Bir gün bana gelip çiçeklerimin de benimle beraber cehenneme gideceÄŸini söylediler.» «Çiçeklerinizin de mi?» «Evet küçükhanım. Benimle birlikte yanacaklarmış. Tanrının bahçesinde çok vakit geçiriyor, evde yeterince İncil okumuyormuÅŸum.» hanımefendi Maudie’nin o deÄŸiÅŸik Protestan cehenneminde yanışını gözlerimin önünde canlandırınca inancım sarsıldı. DoÄŸru; keskin bir dili vardı. Hanımefendi Stephanie Crawford benzer biçimde hayır iÅŸleri de yapmıyordu. Ne var ki aklı baÅŸlangıcında hiç kimse bayan Stephanie’ye güvenmezken, ben ve Jem bayan Maudie’ye inanırdık. Bizi hiç gammazlamamıştı. Bizle kedi-fare gibi oynamamıştı. Özel yaÅŸamcığımıza karışmazdı. O bizim dostumızdı. Böyle birinin sonsuza dek niçin yanacağını anlamıyordum. «B
Moda Bayan Masör
u doÄŸru deÄŸil. Siz benim tanıdığım en iyi insansınız,» dedim. Hanımefendi Maudie güldü. «SaÄŸolun küçükhanım. Aslında Ayakyıkayıcılar hanımı günah sayarlar. İncil’i kelimesi kelimesine kabul ederler onlar.» «Arthur bunun için mi evde? Kadınlardan uzak durmak için mi?» «Hiç fikrim yok.» «anlamsız ama. Cennetin ardında olsa hiç deÄŸilse verandaya çıkar. Atticus der ki, Tanrının sizin ÅŸeklinde sevmiÅŸ olduÄŸi kulları kendilerini de severlermiÅŸ…» hanımefendi Maudie sallanmayı bıraktı. Sesi sertleÅŸti. «Bunu anlamak için çok gençsin. Ne var ki bir İncil, birinin elinde babanın elindeki viski ÅŸiÅŸesinden çok daha kötü olabilir.» Kafam karışmıştı. Atticus hiç viski içmezdi. Ömrünce hiç aÄŸzına… Yoo, hayır koymuÅŸ. KoymuÅŸ da beÄŸenmemiÅŸ. Bayan Maudie güldü. «Babanı kastetmedim. Demek istedim ki Atticus ne kadar içerse içsin bazılarının en iyi halinden daha kötü olamaz. Öyleleri vardır ki öteki dünyayı düşünmekten bu dünyayı yaÅŸayamazlar. SokaÄŸa bakıp sonucu görebilirsin.» «Boo… Arthur için söylenenler doÄŸru mu sizce?» «Neler?» Ona anlattım. «O söylediklerinin dörtte üçü zencilerin, geri kalanı da Stephanie Crawford’un palavraları. Stephanie bir gece uyanıp Arthur’un kendisini seyrederken yakaladığını anlatmıştı.
Son yorumlar